-
Öne Çıkan Turlar
Bir ada hayal edin. Turkuazdan mavinin bin bir tonuna uzanan, iyot kokularıyla genzi yakan tertemiz bir deniz… Peynir dilimi gibi kayalıklar, sessiz sakin kumsallar… Zamanın durduğu köyler… Yüzyıllardan süzülen bir sevgi ve hoşgörü kültürü… İşte o ada Gökçeada, diğer adıyla İmroz. Yüzlerce yıllık gelenek ve kültürleriyle Rum köyleri, manastırlar, kiliseler… Doğaya ve insana saygıyla var olan, hem lezzetlerini hem de sevinç ve üzüntülerini paylaşarak bir arada sevgiyle yaşayan iki toplum… Gökçeada kapağı açılmamış bir mücevher kutusu. Gökçeada’ya vapurla yaklaştığınızda sizi hayal kırıklığına uğratacak kadar büyük, çorak bir kaya kütlesi görürsünüz. Düşünürsünüz, bu adada hayat yok galiba. Fakat vapurdan inip adanın içine karıştığınızda, çam ağaçlarının oluşturduğu ormanlar ve dağlardaki kekik kokuları, ovalardaki üzüm bağları ile zeytin ağaçlarının bereket seli sizi kucaklar. Yunan mitolojisine göre Gökçeada (İmroz) ve Semadirek adaları arasında Akhilleus’un annesi Thetis’in sarayı, Gökçeada ile Bozcaada (Tenedos) arasında ise Poseidon’un kanatlı atlarının ahırları bulunmaktaydı. Ayrıca Homeros’a göre İmrozlular, Troya savaşı sırasında Troyalılar’ın yanında yer almışlar. Yunanlı savaşçı Akhilleus tarafından esir edilen ve Limni’ye köle olarak satılan Troya Prensi Lycaon, İmroz Kralı Etion tarafından büyük miktarda para ödenerek kurtarılmış. Troya Savaşı, Pers istilası, Atinalılar’ın işgali, Bergama, Roma, Bizans, Haçlı istilaları, Venedik ve Cenevizliler… Derken Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesi ile Osmanlı’nın bir parçası olurlar. I. Dünya Savaşında İngilizler tarafından bir üs olarak kullanılan ve 1920 yılında Yunanistan’a verilen Gökçeada, Lozan Antlaşması ile Türkiye’ye tekrar geri kazandırılır. Her yıl 14-16 Ağustos tarihlerinde Gökçeada Rumları’nın düzenlediği bir panayır var: Meryemana Panayırı. Meryemana’nın bu dünyadan göçmesini adeta bir vuslat gibi karşılayan Rumlar, her yıl 15 Ağustos’u şenliklerle anıyorlar. Bugün, Ada’nın en büyük günü! Ta Yunanistan’dan akrabalar, eş dost, torun torba kim varsa mutlaka gelir. Kurbanlar kesilir, kazanlar kaynar, yemekler pişer, tatlılar hazırlanır ve köy meydanına masalar kurulur. Sonra hep birlikte oturulur yemeğe. Yemekler yenir, şaraplar içilir. Herkes davetlidir bu yemeğe. Gidin, teklifsiz oturuverin bir masaya. Kimlerdensin diye sormaz kimse, hemen başlarlar hoş geldin beş gittine. Sonra da şarkılar ve danslar başlar. Eğlence, sabaha kadar devam eder. Hep beraber, kardeşçe… Gökçeada’nın bu masal gibi kültür çeşitliliğini yaşamak, adanın tertemiz iyot kokusunu içinize doyasıya çekmek ister misiniz? Biz 14 Ağustos’ta Ada yolcusuyuz. İsteyen herkesi bekliyoruz.
Sabah saat 06.00’da Kadıköy Haldun Taner Sahnesi önünde ve 06.30’da Taksim AKM önünde misafirlerimizle buluşuyoruz ve araçta alacağımız ikramlar eşliğinde Kabatepe’ye doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık beş saatlik bir yolculuğun ardından Kabatepe’ye varıyoruz. Feribotumuzu beklerken serbest zamanımız oluyor. Feribot saatimiz geldiğinde Kabatepe’den hareket ediyoruz. Kuzulimanı’na doğru yaklaşırken Kaşkaval Burnu’nda üst üste dizilmiş peynir kalıplarını andıran görünümü ile Peynir Kayalıkları’nı görüyoruz. Farklı kültür ve dinlerin buluştuğu, bol oksijen barındıran nefis bir doğaya sahip ve zeytinyağı ile meşhur Gökçeada’ya varıyoruz. Limanda kısa bir panoramik tur yapıyor ve konaklamayacağımız Porta Troya Hotel’e yerleşiyoruz Akşam yemeğini yerel bir restoranda alıyoruz. https://www.portatroyahotel.com/
Sabah kahvaltısından sonra adanın köyleri arasında yüksek konumundan dolayı “adanın balkonu” denen Eski Bademli köyü, Antik dönemden kalma bir yerleşim yeri olan Kaleköy’ü gezerek Zeytinliköy’e gidiyoruz. Vereceğimiz molada bu şirin mekânda dibek kahvesi içip adanın meşhur zeytinyağlarından alabilirsiniz. Gökçeada’da öğle yemeği aldıktan sonra önce eski bir Rum köyü olan Dereköy’e gidiyoruz. Burası, adanın en büyük çamaşırhanesinin bulunduğu, kiliseleri ve Rum evleriyle Piri Reis’in adada bahsettiği iki köyden birisidir. Daha sonra en batıda yer alan Uğurlu Köyü’ne kısa bir ziyarette bulunuyoruz. Daha sonra ise Meryem Ana panayırına katılmak üzere Tepeköy’e doğru yola çıkıyoruz. 15 Ağustos Meryem Ana’nın bu dünyadan göçtüğü gün olarak anılır ve Hristiyan inancına göre bu dünyadaki hayatın bitişi gerçek hayata kavuşmak olarak kabul edildiği için bugün bayram havasında geçmektedir. Bu bayrama katılmak ve Meryem Ana’ya dua etmek için Yunanistan ve diğer ülkelerden insanlar Gökçeada’ya gelirler. Bir gün öncesinden köy meydanında hazırlıklar başlar, masalar kurulur. Tüm gün boyunca kazanlarda yemekler pişirilir. Pişirilen etler akşam civar köylerden ve dışarıdan gelen misafirlere dağıtılır ve kalabalık geç saatlere kadar dans eder, içkilerini yudumlar. Biz de bu cıvıl cıvıl kalabalığı gözlemliyor ve restoranda akşam yemeğini canlı müzik eşliğinde alıyoruz. Konaklama otelimizde. https://www.portatroyahotel.com/
Güzel bir kahvaltı sonrası serbest zaman vereceğiz. Ardından merkezde panoramik bir tur yaparak alışveriş imkânı elde ediyor ve Gökçeada’ya son bir kez bakıyoruz. Dönüşte adanın meşhur “efibadem kurabiyesini” almak için mola verdikten sonra feribot iskelesinden hareket ediyor ve akşamüstü İstanbul’a varıyoruz.
Tur fiyatına, yasayla zorunlu kılınan Zorunlu Paket Tur Sorumluluk Sigortası dâhildir. Bu sigorta poliçesi 1618 Sayılı Yasanın öngördüğü şartları taşımakta olup Acente ve Havayolu şirketinin iflası halinde kullanılan bir teminattır.
Tur ücretine Seyahat Sağlık ve İptal Sigortası dâhil değildir. Dileyen misafirlerimiz mücbir sebeplerle son anda turun iptal edilmesi halinde toplam tur bedelinin yüzde 75’ine kadar iade almayı mümkün hale getiren iptal sigortası dâhil, Tıbbi tedavi teminatları, Bagaj kaybı, gibi teminatların geçerli olduğu ek sigortayı alabilirler. Bu ek sigorta ve güvence paketini tur kayıt esnasında en geç 24 saat içerisinde alınmalıdır.
Sonrasında alınan sigortalarda ise iptal teminatı hariç Sağlık ve bagaj kaybı gibi diğer teminatlar geçerli olmaktadır. Sözü edilen ek teminatları kapsayan sigorta poliçesi bu tur için 69 TL olup dileyen misafirlerimiz tur kayıt esnasında yaptırabilirler. 70 yaş ve üstü misafirlerimize %100 sürprim uygulanmaktadır.
Tur en az 8 katılımcı ile kalkış garantilidir.
Gezi programlarımız mevsim koşullarına en uygun ziyaret noktaları seçilerek ve açık havada daha fazla zaman geçireceğimiz şekilde düzenlenmiştir.
Servis aldığımız mekânlarda Bakanlık Genelgesine uygun olarak COVID-19 şartlarına yönelik sağlık uygulamaları yapıldığı acentemiz tarafından kontrol edilmektedir.
Gideceğimiz bölgenin coğrafi koşullarına ve hava şartlarına uygun giysi ile tura gelmenizi rica ediyoruz.
Tur kaydı, ödemenin yapılması ile kesinlik kazanır. Seyahat sigortasının geçerli olabilmesi için turdan önce “Tur Katılım Sözleşmesi’nin” imzalanması gerekmektedir.
Mücbir sebepler dışında “Tur Katılım Sözleşmesi’nde” yer alan iptal-iade koşulları geçerlidir.
Acentemiz, zorunlu durumlarda gezi içeriğine sadık kalmak koşuluyla tur programında değişiklik yapabilir.