-
Öne Çıkan Turlar
Yahudi Kültürü Avrupa Günü İstanbul Sinagogları Turu13 Kasım’da Yahudi Kültürü Avrupa Gününde İstanbul sinagoglarını ziyaret edin. Dünün ve bugünün Yahudi toplumunu tanıyın, tarihini öğrenin.
Kültür, dil, din çeşitliliği bir ülkenin en büyük zenginliklerindendir. Anadolu da yüzyıllardır kapılarını bu çeşitliliğe açmış, tüm zenginlikleri bağrına basmıştır. Ülkemiz gerçekten de her milletten insanla rengarenk bir bütündür. Türk, Kürt, Ermeni, Çerkez, Yahudi, Hristiyan, Rum halkları da yüzyıllardır bu bütünlüğün en nadide parçalarını oluşturuyor. Bazen kapı komşusu, bazen iş bazen sıra arkadaşıyız birbirimizle. Ama gerçekten tanışıyor muyuz?
Eğer İstanbul’u gerçekten tanımak, derinlerine köklerine inmek ve farklılıklardan doğan ahenge kapılmak istiyorsanız gezilerinize kardeş dinlerden Yahudiliği tanımakla başlayabilirsiniz. Peki ya Yahudi toplumunun dününü, bugününü en doğru şekilde nasıl öğrenebilirsiniz? İnanç sistemlerini nasıl keşfedebilirsiniz? İbadethanelerini ziyaret edebilir misiniz? Peki ya mutfak kültürleri, ne yiyip ne içiyorlar? Tüm bunları öğrenmek için Yahudi kültürünü gerçek anlamda yaşamalısınız. Hem de yerinde görerek, yemeklerini yiyerek ve uzmanların anlattığı doğru bilgileri duyarak. Bizden size tavsiye bunun için en doğru zaman “Yahudi Kültürü Avrupa Günü”.
1996’dan beri 30’dan fazla ülke ve sayısız şehirde eş zamanlı olarak düzenlenen Yahudi Kültürü Avrupa Günü, 2001 yılından beri Türkiye’de de anılıyor. Bu günde ise asıl amaç Yahudiler’in yaşadığı ülkelerde oranın halkına geleneksel müziğini, ibadetlerini, adetlerini kültürel ve tarihi mirasını tanıtmak.
Bu yıl Yahudi Kültürü Avrupa Günü 13 Kasım’da anılıyor olacak. Yahudi kültürünü, geleneklerini, yemeklerini, tarihini yakından görmek ve deneyimlemek isterseniz Antonina’nın 13 Kasım’da gerçekleştireceği Yahudi Kültürü Avrupa Günü’ne özel sinagogların ziyaret edileceği tura katılabilirsiniz. Sinagoglara yalnızca özel ve meşakkatli izinler sonucunda girilebiliyor. Eğer Yahudi toplumuna dair özel bir ilginiz ve sorularınız varsa bu turu kaçırmayın deriz.
Bir kültürü tanımak için ilgiyi o yöne çevirdiğinizde mutfağını da hesaba katmak gerekir. Çünkü damağa yerleşmiş tatlar o kültür hakkında çok fazla ipucu içerecektir. Yahudi mutfağında yemekler Koşer denilen bir uygunluk yasasına göre hazırlanır. Müslüman toplumlardaki “helal” ile aynı bakış açısında denebilir bu yasa için. Yahudi sofralarının hazırlığını, yemeklerin hangi işlemlerden geçmesi gerektiğini, hangi öğünde neyin nasıl tüketileceğini belirleyen bir dizi kural olduğu da söylenebilir.
“Etliyle sütlüyü birbirine karıştırmamak” sözünün buradan geldiğini biliyor muydunuz mesela? Bu ve buna benzer pek çok kalıp girmiştir Türk diline. Dilin de yaşayan bir varlık olduğu düşünülünce kültürlerin birbirine katacağı nice değerler vardır, kim bilir. Yahudiliği gerçekten tanımak ve anlamak için koşer yemeklerini de tatmayı ihmal etmeyin.
Yahudilerin Anadolu’daki varlığı M.Ö IV. Yüzyıla kadar gider; Bizans İmparatorluğu (Doğu Roma) döneminde İstanbul’a yerleştikleri ve “Romanyot” yani Doğu Roma kökenli oldukları bilinir.
Osmanlı Devleti’nin Yahudilerle ilk karşılaşması ise Orhan gazi döneminde Bursa’nın fethi sırasında olmuş ve kendileri kale yakınlarındaki sinagogları çevresinde yerleşmişlerdir. Osmanlı Devleti’nin kucaklayıcı siyaseti nedeni ile Fransa, Macaristan ve benzeri Batılı ülkelerde kovulma fermanlarına maruz kalan Yahudiler, II. Murad döneminde Edirne’ye göç etmişlerdir. İspanya’da Hristiyan olmak ya da ülke dışına çıkarılmakla tehdit edilen Sefarad (İspanya) Yahudilerinden yaklaşık 150 bini II. Bayezid’in onayı ile Osmanlı topraklarına yerleştirilmişlerdir.
Ülkemizde yaşayan Yahudi toplumu nüfus çoğunluğuna göre Sefarad, Aşkenaz ve Karaim olmak üzere genel olarak üç cemaat halindedir. Bunların içinde Sefarad Yahudileri ağırlıktadır.
Aşkenaz Yahudi toplumunun ülkemize gelişleri 14. yüzyıla, II. Murad dönemine kadar uzanırken Sefarad Yahudi toplumunun Osmanlı topraklarında Selanik, İstanbul, İzmir ve Safed gibi şehirlere yerleşmeleri 15. yüzyıl sonlarında (31 Mart 1492 Elhamra Kararnamesi) İspanya ve daha sonra da Portekiz’den çıkarılmalarıyla başlar.
“Aşkenaz” Yahudileri denildiğinde Batı ve Orta Avrupa’da (Almanya, Fransa, Avusturya, Polonya, Litvanya, Rusya vb) yerleşik Yahudiler anlaşılır; ama bu kelime özellikle “Almanya”yı kastetmek için kullanılır. Tarih boyunca Aşkenaz Yahudileri, Sefarad Yahudilerine göre daha zorlu ve baskılı ortamlarda yaşamışlardır.
“Sefarad” kelimesi İbranice’de İspanya anlamına gelir. Ülkemizdeki sayıları yaklaşık 20.000 Yahudi vatandaşımızın %95’ten fazlasını Sefaradlar oluşturur.. İber Yarımadası’ndaki Sefarad Yahudilerinin kökeni ise Babil /Irak Yahudi toplumuna dayanır. Seferadlar, gerek Pers döneminde gerekse İslam yönetimlerinde Babil/Irak’ta, Aşkenaz toplumuna göre oldukça özgür bir ortamda yaşamış; birçok mesleği yapabilmiş, Müslüman toplumla kültürel ve bilimsel etkileşim içinde olmuşlardır.
Osmanlı Devleti, 15. yy sonlarında yoğunlaşan göç dalgasının ardından yaklaşık 120.000 Sefarad Yahudisine kapılarını açmış; Selanik, İstanbul, İzmir ve Osmanlı Filistinindeki Safed başta olmak üzere ülkemizin çeşitli merkezlerinde iskan etmiştir. Osmanlı sarayının mali danışmanlığı, padişah doktorluğu başta olmak üzere hemen her mesleği yapma özgürlüğünü elde eden Sefaradlar, çağlar boyu İslam ülkelerinde edindikleri her türlü bilgi ve deneyimi Türk toplumu ile paylaşmışlardır.
İstanbul’da Eminönü, Karaköy, Balat, Hasköy gibi semtlerde yoğun olarak yaşayan Türk Yahudi cemaatinin nüfusu 16-17 bin civarında, ağırlıklı olarak da Sefarad Yahudileridir. Ayrıca; 500 civarında Aşkenaz (Alman ya da Avrupa kökenli) Yahudisi ile sayıları 40-50 civarında Karay (Karait, Karaim, Beney Mikra) Yahudisi yaşamaktadır.
Neve Şalom Sinagogu Sefarad Yahudi cemaatinin sinagogu iken Galata’da yer alan Avusturya Aşkenaz Sinagogu ve Terziler Sinagogu (Torfe Begadim/ Schneider Tempel Sanat Galerisi) Aşkenaz cemaatine aittir. Kamondo Merdiveni ise bir Sefarad yahudisi olan Avram Kamondo tarafından Bankalar Caddesi’ne kazandırılmıştır.
İstanbul’da bulunan Yahudi cemaatini tanımak için; Sefarad Yahudi cemaatine ait Neve Şalom Sinagogunu, Aşkenaz Yahudi cemaatine ait Avusturya Aşkenaz Sinagogu ve Schneider Tempel Sanat Galerisi’ni ziyaret etmenizi öneririz. Sinagoglar haricinde 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi ve Avram Kamondo Anıt Mezarını da gezi listenize ekleyebilirsiniz.
13 Kasım Yahudi Kültürü Avrupa gününde, Türk Yahudi cemaatinin izlerini takip ederek sinagoglar ve yaşadıkları mekanlar üzerinden, kültürlerini, geleneklerini, yaşayışlarını, mutfaklarını ve elbette tarihlerini öğrenmeye çalışacağız. İstanbul’da bulunan sinagoglar bir dizi prosedür ve özel alınan izinler neticesinde ziyaret edilebiliyor. Antonina olarak biz izinlerimizi aldık, tüm hazırlıklarımız tamam. Uzman rehberlerimiz eşliğinde çıkacağımız bu özel tur için gezginlerimizi bekliyoruz.
Bir kültürü tanımak için damak tadını da bilmeye gerek var demiştik. Öğle yemeğini, Şişli Sinagogu’nda özel olarak hazırlanan koşer menüsü ile alacağız. Bu turda Yahudi mutfağını da tanıyacağız.