-
Öne Çıkan Turlar
Küba Kültür TurlarıAntonina’nın Küba kültür turları ile Havana, Trinidad ve Santiago’yu uzman rehberler eşliğinde keşfedin. Sosyalizmin vatanı Küba’yı tanımak için bize katılın.
Küba, devrim demektir. Küçücük bir ada ülkesi olarak baş kaldırmak ve kazanmak demektir. Sosyalizmdir ve elbette ki Che Guevera demektir. Rüya gibi kumsalları, rengarenk sokakları ve latin danslarıyla kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında.
Küba’ya coğrafi olarak baktığımızda, Batı Hint Adaları da denen bir takım adaları bölgesinde, Kuzey Amerika ve Güney Amerika arasındaki Meksika Körfezi’nde yer alıyor. Kendisi aynı zamanda Karayiplerin en büyük adası ve yüzölçümü olarak 110.000km² alanı kaplıyor.
Küba’nın tarihi aslında Kolomb öncesi ve Kolomb sonrası olmak üzere ikiye ayrılıyor. 1492 öncesi ve sonrası da diyebiliriz. Kolomb burayı ilk defa keşfettiğinde ismine “İspanyola” dediğini biliyor muydunuz? Keşfine kadarki dönemde Guanahanabey ve Tayno denen Amerika’nın 2 yerli grubunun yaşadığı biliniyor burada. Ancak ada olduğu için diğer yerli kabilelerde görülen kültürel gelişim burada kendi pek gösteremiyor. 1492’deki keşfe kadar, yerli gruplar temel hatlarda avcı – toplayıcı olarak kalmıştır denebilir. Örneğin Meksika gibi; Maya ve Astek kültürleri gelişim gösterirken Küba gelişim gösterememiş feodal yapıda kalmıştır.
Keşfedildikten sonra İspanya’nın bu halkları sömürdüğünü ve bazı altın madenlerinde zorla çalıştırıldıklarını söyleyebiliriz. Ada ilk keşfedildiğinde tahmini olarak 200 – 400 bin arası bir nüfus olduğu düşünülüyor. 1520’lere gelindiğinde ise ada nüfusu 5 bin kişiye kadar düşüyor. Bunun ilk sebebi gösterilen kötü muamele, ikinci ve en önemli sebebi ise dışarıdan getirilen hastalıklar.
Bunun ertesinde nüfusun artması için dünyanın pek çok yerinden insan Küba’ya akın ediyor. Fransa, İtalya, İspanya’dan gelenler oluyor. Ve en önemlisi Afrika’dan 400.000’e yakın kölenin getirildiği düşünülüyor. Çünkü kölelerle birlikte Afrika’dan şeker kamışı da getiriliyor. Uygun iklimle birleşen şeker kamışları 1959’a kadar Küba’yı dünyanın en büyük şeker kamışı üreticisi yapıyor nihayetinde.
Ve buradan sonra Küba’nın devrim tarihi giriyor devreye. Suikastler, darbeler, ABD ambargoları, bağımsızlık girişimleri, Fidel Castro ve elbette Che Guevera… Asıl buradan başlıyor Küba. Ancak en tatlı yerinde bırakıyoruz. Çünkü gerisini Antonina’nın alanında uzman ve Küba’ya bütünüyle hakim rehberinden tam yerinde dinlemenizi öneririz.
Küba’da 7 tane UNESCO tescili olduğunu biliyor musunuz? Bu ada ülkesinde gezilecek görülecek ne çok şey var!
Dünyanın en kaliteli purolarını tatmak ve kırsal hayata karışıp tütüncülüğe yakından tanık olmak isterseniz bu vadi size hitap ediyor.
16. yüzyılda İspanyollar tarafından kurulan şehir, bugün bir metropol olsa da hala barok ve neoklasik dönemini hatırlatıyor. Balkonlar, ferforje kapılar ve iç avlulu evler mutlaka görülmeli. Küba’nın başkenti Havana’da 5.Cadde, Buena Vista Mahallesi, Devrim Meydanı, Meclis Binası, Bakanlıklar, Havana Üniversitesi, Prado Caddesi, Reina Caddesi, Capitolio Binası’nı ziyaret edebilirsiniz.
Küba’nın biyolojik çeşitliliğini merak ediyorsanız kesinlikle uğramanız gereken yer burasıdır. Korunan endemik bitki ve hayvan türlerini yakından görebilirsiniz.
19. yüzyılda Fransız ve İspanyol göçmenlerin yerleşiminden dolayı şehrin silueti neoklasik tarzdadır. Burada ünlü Tomas Terry Tiyatrosu’nu, Belediye Binasını, San Lorenzo Okulu’nu ve Ferrer Sarayı’nı ziyaret edebilirsiniz.
Kayalık arazi yapısına sahip olan bu bölge; gezginleri için ihtişamlı uçurum manzarası, mağaralar ve yer altı ırmakları sunuyor. Jeomorfolojik açıdan gelişimi devam eden bu milli parka uğramalısınız.
Göz alıcı burç ve surlarıyla tanınan bu kale Amerikan ve İspanyol savaş mimarisinin eşi bulunmaz bir örneği olarak gösteriliyor.
16.yy’da kurulan Trinidad, Küba’nın en eski yerleşim birimidir. Koloni dönemine ait pek çok işaret ve yanı başındaki şeker kamışı tarlaları etrafında gelişen mimari ise görülmeye değer. Bu tarihi şehirde Plaza Mayor, 1892 tarihli Iglesia Parroquial de la Santisima, Trinidad kilisesi Museo Romantico ve Palaticio Cantero’yu ziyaret edebilirsiniz.
Burası, Küba’nın bir tarım mamulü olarak kahveyi ilk defa işlediği yerdir. 1800’lerden kalan kahve tarlalarının kalıntılarını ve kahvenin çetin bir arazide nasıl işlendiğini görebiliyorsunuz.
İspanyolların Küba’da kurduğu ilk yedi köyden biri Camagüey kısa ve dolambaçlı sokaklarıyla ünlüdür. Burada Plaza San Juan de Dios, Plaza del Carmen ve Iglesia de Nuestra Senora de la Soledad’ı gezebilirsiniz.
Buna ek olarak Santa Clara’ya geldiğinizde tüm dünyanın tanıdığı sosyalist devrimci Che Guevara’nın anılarını ve geride bıraktığı ruhu her yerde hissetmeye hazır olun. Che’nin Anıt mezarını ziyaret etmeyi de mutlaka listenize eklemenizi öneririz.
Küba devriminde önemli bir yer tutan Santa Clara’da Parque Vidal, şehrin en görkemli binası Teatro La Caridad, Palacio Provincial, La Casa de la Ciudad ve 1748 tarihinde inşa edilmiş Iglesia de Nuestra Senora del Carmen Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
18 ve 19. yüzyıllarda şeker üretimi için bir merkez konumunda olan bu göz alıcı vadi, UNESCO tarafından da tescillenerek Dünya Mirası Listesi’ne eklenmiştir. Bu bölgeye gelerek vadi manzarasının tadını çıkarabilir, tarihi Iznaga Şeker Kamışı Çiftliği’ni ve 45 metrelik Gözetleme Kulesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Küba’da kolonyal dönemden kalan pek çok bina ve bunun yanı sıra Barok duruşuyla gözlerimizi kamaştıran kiliseler var. Emin olun ki sokak sokak gezerken çok güzel kareler yakalayacaksınız. Küba’nın 1959’da uğradığı ABD ambargosu sebebiyle bugün hala eski Amerikan arabalarını kullandığını biliyor muydunuz? Tabii son yıllarda sokaklarda modern araçlar da görünüyor. Siz de bu nostaljik araçları kiralayarak tarihin tozlu sayfalarında gezebilirsiniz.
Sosyalizmin vatanı Küba’yı en verimli ve en keyifli haliyle gezmek için kendi başınıza yola çıkabilirsiniz. Ancak bu durumda konaklama, restoranlar ve uçak yolculukları için tüm detaylandırmayı kendinizin yapması gerekecek. Ek olarak Küba’da kredi kartı kullanımı pek kolay değil. Bu da sizin büyük bir nakitle hareket etmeniz anlamına geliyor. Kendi rotamı ben oluşturayım, tüm ayrıntılarıyla ben ilgileneyim, deneysel bir gezi olsun” derseniz bu tura bireysel olarak çıkabilirsiniz.
Hayallerinizdeki Küba turuna çıkarken uçak biletlerini, konaklamaları ve restoranları düşünmek değil; sadece keşif rotalarınızın keyfini sürmek isterseniz yola Antonina çıkın. Sizi, Küba’ya defalarca tur düzenlemiş kültürüne, tarihine, coğrafyasına hakim uzman rehberle gezdiriyoruz. Bu sayede yalnızca 11 günde Küba’yı her yönüyle gerçekten tanımış oluyorsunuz.
Küba gezisi hayallerinizi süslüyorsa; 3950 $’a öğle ve akşam yemeklerini size bıraktığımız Kutup Yıldızı programında ya da 4690$’a Kapsamlı Küba turumuzda ağırlayabiliriz. Bu turlarda gezilen rotalar aynı. Yalnızca yemek ve konaklamalarda değişiklik oluyor. 2 Küba turundan birine en avantajlı haliyle katılmak isterseniz tıklayın
Küba Kültür Turları Turu Paylaş